30 Ağustos 2019 Başak Burcunda Yeni Ay; Ruh Tecavüzleri
Bak şimdi bu yarada kaç kişinin dahli var
Fakülte önündeki simit satıcılar şahit
Her kime güvendiysem bir sıfır yenik başladım
Devlete bile yenildim sana mı yenilmeyeceğim?
Canı sağ olsun kuzum bahçenizdeki ağaçların
Annenin ve babanın ve diğer günlük telaşların
Sen gelememişsin üstesinden ben nasıl geleceğim?
İyisi mi bu yara da koleksiyonumda dursun
Sıkma canını sakın nasıl olacaksa olsun.
Yağmaya tereddüt eden yağmurlara baktın mı hiç?
İzledin mi gülerken ağlayan çocukları?
Şehrin bütün kreşleri potansiyel mutsuz kaynıyor
Kafayı yemiş bir çağın göbeğindeyiz kuzum
Sadece annenler değil bütün coğrafya delirmiş
Tek ben değilim meczup, mahalleniz komple manyak
Lakin seni koruyamam koruyacak yerlerim yara
Ama olsun sen bana ağlama
Ağlayacaksan eğer, kendine ağla!
Ağla, sararan yaprakları son defa görüyoruz
Ağla, sigaramız bitti saat onu geçti çoktan
Ağla, kimse sevmiyor bizi ne devlet ne çocuklar
Ağla, bahçelerine kaçan topumuzu kesmişler
Ağla, benim yaralarım muhtemelen bulaşıcı
Ağla, simitçi haklı varlığım bir tür dert!
Ağla, bana bulaşan bir daha iflah olmaz
Ağla, annemgil dahil bütün canlılar ölümlü
Ağla…
Benden çok
Sana yazık!
-Ali'm LİDAR-
30 Ağustos 2019 Tarihinde, TSİ. 13.37’de Başak Burcunun 6 °’sinde bir Yeni Ay tohumu, kalbi ateş, beyni toprak,
duyguları su, düşünceleri havadan oluşan insan toprağına ekilecek… Burçlar
kuşağında saflığı temizliği, bakireliği (mecazi), dürüstlüğü, emek vermeyi,
hayırseverliği, kişisel bakımı ve gelişimi, düzeni, sağlıklı yaşam koşullarını,
iş- çalışma hayatı ilkelerini, arınmayı ve ayrıştırmayı, sadeliği ve bilgeliğin
getirdiği olgunluğu, bir nevi insanın insan olma ve kalma yolculuğundaki
gelişim safhalarını bünyesinde barındıran Başak bilinci, Eylül ayı boyunca, kâh
sert ve zorlayan, kâh kolay ve akışkan enerjilerle günlük yaşamımıza damgasını
vuracak. Başak değişken ve dişil bir burçtur. Değişken burçlarda meydana gelen
ay fazları kısa dönemleri kapsar, toprak değişkeni olan başaktaki yeni ay ise
hem kısa dönemi hem de kısa bir dönem içinde gerçekleştirilecek hayatımıza
ilişkin köklü ve doğurgan değişimleri başlatmak adına daha derli toplu bir
zihin ile harekete geçirecektir.
Başak en zihinsel burçtur, (Merkür-Utarit yöneticisi) zihni
fabrika gibidir, aklın, zekâ gibi kurnazlık tarafında değil (İkizler Merkür-Utarit
aklın zekâ şb. si ), aklın nimet olan insanın kendisini koruyan tarafındadır.
Başak bir şeyi düşünürken yüzeysel düşünmez, en incesine kadar kritiğini yapar,
a planı yanında b planı da hazırdır, en sağlıklı olanı, en üzmeyecek olanı, en
etik ve ahlaki olanı, toplumun bilincine zarar vermeden, toplumu düzenleyecek, temizleyecek,
arındıracak olanı zihninde tasarlar.
Çoğu zaman beynimizde kurguladığımız yapılması gereken
şeyleri, vücuda getirmekte zorlanırız, oysa ne kadar kolay kurgulamışızdır
zihnimizde, pratiğe dökmede ise tıkanır kalırız. Adım atmaya gelince, çeşitli bahaneler
üretmeye başlar alt bilincimiz, korkularımız, eski deneyimlerimiz, endişelerimiz,
başka başka araya giren ince hesaplarımız derken eski tas eski hamam yola devam
eder de kaderimiz der, kendi kendimizi ezer de ezer, boynumuzu büker, BİR
TEMİZLENME, ÇEVREMİZİ ARINDIRMA nasibini, bir fırsatını daha kaçırır, kör
gideriz.
Başak Yeni ayı, iç ve dış her açıdan arınmak, detoks yapmak,
nefes almak adına beynimizde kurgulayıp, en ince ayrıntısına kadar hesaplayıp
fakat adım atamadığımız ruhsal ve fiziksel sağlığımızı ilgilendiren, hayatımızda
kötü giden şeyleri ayrıntılı şekilde analiz edip, hatalarımızı görmemizi
sağlayan, dışardan ise etkiler bunun ne olduğunun farkına vardıran, günlük
yaşamımıza (6.ev alanı) dâhil olan insanlarla iletişimizde, bize bir faydası
olmayan, bilakis enerjimizi emen, moralimizi bozmaya çalışan, haddini bilmeyen,
edepten bihaber olan, lafın sözün nereye varacağını düşünmeden kaş yapayım
derken göz çıkaran kısaca akılsız dostlardan kurtulmak adına bahaneleri
getirecektir. Temizlik deyince zannetmeyin sadece Temizlik Avcıları Kadir
stayla: )
Başak BİLİNCİ, tertemiz bir bilinçtir, saftır, zararlı bir
şeye adım atmaz, berraktır, bir şeyin başından sonunu görebilir içerdeki gözü,
pratiktir ve yaptığı iş her zaman en iyisidir, bunca mükemmelliğe takıntısı
olan bir bilinç elbette çoğu kişinin eliyle yapamadığını ayağıyla yapıp yine en
mükemmelini ortaya çıkarabilir, dürüsttür, attığı adımların sorulacak bir
hesabını bırakmaz, zira hak yemez, yazılı olmayan insan hukuku vardır ve bu başağın
beyninde bir kitaptır, insan hukukuna riayet eder, yaptığı iş, aldığı karar ne
olursa olsun, yarıda bırakmaz, kalbi rahat edinceye kadar ne ise uğraşı o anda
onu tertemiz işlevsel ve faydalı hale getirir. Bu Başak BİLİNCİDİR, yani tüm yeryüzünde
Güneş Başak Burcunda konaklarken doğanların hepsi şu âleme, böyle özleriyle
yansıyor değildir. Bilincin, malumunuz üzerinde dünya hayatına gelince, bizzat
bireyin kendisinin, seçim-davranış-hırs-kandığı dünya ile üzerine örttüğü 70
bin perde mevcuttur (sayı kesreti yani çokluğu belirtmek adına verilmiş. 70 bin
olduğuna dair kaynaklar mevcut muhtemel kesret ifadesi.) İnsan koç ile başlayan
insan kalma yolculuğunda Balık durağına kadar tüm bilinçlerle tanışa tanışa
kendini tamamlar. Herkes başak herkes balık herkes Yay’dır. Her burçtan hepimiz
bir parça taşırız, bilincimizde her burcun bir tuğlası, bir GEVHERİ vardır,
hangisini ne kadar aldık, hangisinden ne öğrendik hangisi halimize insan kalma
bilincimize eklendi en doğru ve en hakiki haliyle, bunu da zaten davranışlarımızla
ele veririz.
Hani diyor ya Neşet Usta “dedim
sende buldum halis gevheri” işte her burcun bir gevheri vardır, yani değerli
taşı, özü, Bunlarda Başak Burcunun gevheri, kimi ortaya çıkartmış, kimi
gömdükçe gömmüş, kimi karartmış, kiminin ise parıl parlamakta, DERYA’dan kıyıya
çıkan inci gibi: ) Bu gevher hepimizin bilincinde mevcut. Yeni Ay ile
üzerimizde yansımasını seyredebilir şahit olabiliriz. Dürüst bir akıl, Yaptığı
işe hürmet, İşinin kölesi ve efendisi olmak, işinde kazanacağı paradan çok
derdi hakkını vermek olan, yaptığı işi sorgulayıp benim insanlığa katkım nedir ’in
cevabını aramak, günlük yaşamında kimlerle görüşüyor, hangi sözleri duyuyor,
hangi görüntülerle haşır neşir oluyor bunların ruhsal beslenmesine katkısı ne,
bunun farkına varmak… Bilincinizi de ruhunuzu da öyle hoyratça savurmayın bence,
Farkında değiliz ama etrafımızda öyle çok toksin var ki, görüntü, sözel iletişim,
sosyal yaşam, ilişkiler… Metafizik saldırılar…
Başak yeni ayı, başakta pek çok kişisel gezginleri konuk
ederek doğacak, değerlerimizi ve kendimize verdiğimiz değeri gösteren
Venüs/Zühre, mücadele gücümüzü, bedenimizin ürettiği enerjiyi sarf ediş
şeklimizi gösteren Mars/Merih, iletişim, hareket, düşünce, zihinsel çalışmalar,
konuşma-yazışma, ticaret, pazarlama, kısa seyahatler, yakın akraba ve
kardeşler, bilincimize aldığımız görüntü ve sözleri yöneten Başak Burcunun yöneticisi
olan Merkür/Utarit Yeni Ay ile kavuşumda, toprak burcunun diğer fertleri,
Uranüs Boğa ve Plüton-Satürn Oğlak burcunda Başak Yeni ayı ve sonrasında Eylül
ayı boyunca hepsi etkileşim içinde olacak, kısmen toprak üçgeni oluşturacak.
İnsanın hammaddesi Toprak, insan ne alırsa bilincine o büyür toprağında, Değersizlik
hissi örneğin(Venüs-Başak), bunu size hissettiren nedir? Kimdir? Hangi söz veyahut davranıştır? Vazifeniz
olmadığı halde sizden talep edilen şeyler var mı? Enerjinizi, zamanınızı,
beyninizi, emeğinizi çalan, sömüren, suiistimal eden (Başak-Mars),hayatınızda
buna benzer şeyler var mı? İlk nasıl oluştu, siz mi talep ediyorsunuz böyle bir
haksızlığı, yoksa suiistimal mi? Bir şeyi mükemmel yapmanız o şeyi her talep edildiğinde
yapacağınız anlamına mı geliyor, iş bitiren, güvenilir olmanız, sabırlı ve
sorumluluk sahibi olmanız, iş ahlakına sahip olmanız veyahut yakın ilişkilerinizde
hep taşın altına elini koymanız sizden beklenen bir şey mi? Yoksa siz mi kendinizi
öne atıyorsunuz? Yorgun musunuz? İnsan zehirlenmesi mi yaşıyorsunuz? Zihninizi
kendiniz dışında kaç bin parçaya böldünüz, bölmek zorunda kalıyorsunuz, (Başak-Merkür),
sürekli bir iletişim halinde, sizden beklenen nice şey arasında boğulup
kaldınız mı? Nasıl yetişeceğim telaşına mı düştünüz?
Farkında mısınız zehirleniyorsunuz? Sizin doğal yetenek ve
becerileriniz, doğal karakteriniz zaman içinde yorgunluğunuz haline geldi değil
mi? Ne duruyorsunuz? Arının… Niyet edin,
Ya Hakk deyin adım atın, nazik bir üslup ile değişiminizi başlatın, o
toprağınıza nefes aldırın… Başak ve balık aksı ne idi Şifa idi, biri manen
diğeri madden fiziken dış şartlara ilişkin şifa idi, Şimdi Şifa tamamen Başakta
madde de manada kavuşmuş, güneş ve ay, iç ve dış yaşam kavuşmuş, ne güzel kişisel
gezginler koluna girmiş, Oğlaktaki Satürn konuya ciddiyet ve istikrar,
kararlılık eklemiş, Uranüs Boğa bireysel değişim demiş, çoğumuzun şuurunda
eminim bu tesirler isabet eylemiş. Koç Burcunda seyreden Şiron, Yeni Ay’a
düzenleme, yeniden form kazandırma, eskiyeni yok etme, yeniye yer açma etkisi
kazandırmış. Şiron manevi yaralarımız ve Başak uğradığımız tecavüzler gelin
şimdi başlığımıza Ruh Tecavüzleri demiştim neden demişim onu da aktarayım,
anlaşılır olsun. Kaçalım…
Ruh Tecavüzleri; Günlük hayatımızda, doğa
koşullarından, sokaklardaki tehlikelerden korunmak için, kendimize özel anlar oluşturmak
için, mahremimiz için, dinlenmek için vs. evler inşa ediyoruz, korunaklı
evlerde yaşıyoruz, dört duvarı bir çatısı olan evlerde kendimizi emniyette hissediyor,
korumaya alıyoruz. Hem anda olan yaşam gereksinimleri hem de garantisi olmayan
bir ömür için, gelecekte kendimizi güvenliğe almak için çalışıyoruz, tasarruf
yapıyoruz, çeşitli yatırımlar yapıyoruz. Buna benzer dış dünyamızın içine dâhil
olan ne varsa, güvelik, huzur, kaygıdan uzak olmak ve emniyette hissetmek adına
çabalarımız, adımlarımız oluyor.
Peki. Ruh tecavüzcülerinden, ruh tecavüzünden nasıl korunuyoruz?
Sosyal varlıklarız temelinde değil mi? İlla ki birbirimizle görüşmemiz,
konuşmamız, ortak bir aktiviteyi paylaşmamız gereken durumlar oluyor. Sadece yüz
yüze değil, iletişimin çeşitli yollarıyla görüşmeler de olmakta. Biri bir söz ediyor,
derken diğeri oradan durduk yere sizi tanımadan hatta hedefi haline getiriyor.
Sosyal hayatın içinde çeşitli yerlerde sürekli artan bir mobbinge uğruyoruz. Siz
ne kadar sakin, kendi işinde gücünde olan, kimsenin etlisine sütlüsüne
karışmayan, şayet istenmişse, beklenmişse birileri için sürekli faydalı olmaya
çalışan, insanlara dil ile değil hal ile örnek olan biri olsanız da, mutlaka
bir yerden bir tecavüze uğruyorsunuz.
Sadece bedenler değil tecavüze uğrayan değil mi? Sadece
cinsel şiddet değil, ömrümüz boyunca doğduğumuz o andan itibaren, ilk
bebeklikten yetişkinliğe kadar olan dönemde şanslı isek, ailelerimizin
koruması, uyanık oluşu, sağlıklı ortamlar oluşturup, güvenlikli bir şekilde
bizi yetiştirmeleri ile bu tecavüzlerden kısmen korunuyoruz, şanssız isek,
bebeklikten başlayıp sonraki yıllarda dönüşüm içine girerek, ya tam bir
psikopata dönüşüyor ya da tam tersi ezik, pasif, toplumdan uzak, ikameti dünya
olmayan, hiçbir yerde adı geçmeyen yaşar ne yaşar ne yaşamaz gibi göçüp
gidiyoruz.
Bilemediğimiz farklı bir nedenle kimimiz, İyi haliyle bunları
bir nimete çevirip, dönüştürüyoruz acı zehri, bal yapıyoruz, kendimizi
kurtarıyoruz, daha izole ama durmadan üreten, faydalı olan, saygın bir kimliğe
sahip oluyor, sarsılmaz, yıkılmaz bir kale olup onca kalabalığın içinde dimdik,
cesur, şaibesiz, kudretli, güvenilir, zehr değil şifa olan, kaçınılan değil,
aranan bir insan olup çıkıyoruz. Uğradığımız ruh tecavüzlerini ne de güzel
dönüştürüyoruz, öyle ya bunca yazılar öyle bir anda yazılmıyor, bu kelamlar
öyle güllük gülistanlık bir bahçede ömrü geçen bir bülbülün dilinden değil,
fırtınadan, soğuktan, ayazdan, kavurucu sıcaklardan geçip gelen bir minik
serçenin dilinden dökülüveriyor. Serçe demişsem de bakma sen, kanatlarımızın
biri arş-ı alada. Biliyorsun bunu değil mi?
A dan Z ye, insandan, eşyaya, davranış kalıplarından,
alışkanlıklarınıza, dinlediğiniz, gördüğünüz, yediğiniz, içtiğiniz her şeye varıncaya
dek, ayrıştırın, faydasızlar, zararlılar çıksın artık hayatınızdan, faydalı
olan, sizi geliştiren ve insan kalma yolculuğunuzda size destek verenler
kalsın. Daha fazla ruhunuza tecavüz etmelerine izin vermeyin.
Velhasıl-ı kelâm; SÖZÜN ÖZÜ, Başak bilinci yeni ay dönemiyle, ne
kadar saf, dürüst, arınmış, ne kadar gelişmiş ve geliştirmişiz, ne gibi
değişimlerden geçmiş ve şimdiki hale eklemişiz bir tür analiz etme, muhasebe
etme dönemi içinde olalım. Dünya hayatı elzemdir, haktır, ama dünyayı nasıl bir
araç olarak kullanmaktayız bir düşünelim, Madem bu yazıları okuyorsunuz, madem
bu ilime merak duyuyorsunuz, kişisel olarak kendinizi geliştirmek için buradasınız,
o vakit kişisel gelişim denince ne anlıyorsunuz herkesin kişisel gelişimci
yaşam koçu olduğu şu çağda. Bir sorgulayın. Başağın konağı olan 6.ev kişisel bakım ve
kişisel gelişim evidir.
Muradullah gereği ortak insan bilinci hızla kirlenmekte, e
imtihan ya işte, saflar nasıl oluşacak, iyi kötüden, ak karadan nasıl
seçilecek, çürük ile sağlam nasıl belli olacak, insan nedir? İnsan kimdir? Görünürde
hepimiz iki bacaklı, bir kelleyiz de, eşref i mahlûk nedir, halife nedir,
esfeli safilin nedir, aşağıların en aşağısındaki nedir nasıl anlayacağız. Asr
vaktindeyiz, akşamdan, karanlıktan bir önceki andayız, gün battı batacak, karanlığın
orduları, askerleri kimdir, ışığın ordusu, o en şerefli varlık olan hali ile
sözü ile örnek olanlar kimlerdir, insan kendisine verilen irade ile ne gibi seçimler
yapmış, sonuçları nedir? Mahlûk nedir? İnsan nedir? Gündeme bakın, izleyin
akşam bültenlerini, sonra uzağa gerek yok, yakın çevrenize bakın, aslına rücu
ederken her bir insan asr vakti nedir? Hüsranda olmak nedir_ zarar ziyan nedir?
Anlayacaksınız ve sonra alıp şapkayı önünüze düşünün ben neyim? İnsan mıyım? Mahlûk
mu? Ruhumu sattım mı, Ruhum hala bende mi özgür müyüm? Ne yapıyorum gün boyu,
ne düşünüyorum, neye hizmet ediyorum, nasıl besliyorum insanları v beni neler
kimler ne ile besliyor, zehir midir? Bal mıdır, beslediğim de, beslendiğim de
nedir? Bir düşünün e mi?
Sosyal medya ortak insan bilincine aynadır, hiç tanımadığı insanları
kıyasıya eleştirenler, acımasızca ruhlara tecavüz edenler, çok affedersiniz laf
sokma yarışına girenler, çok güzel bir şeymiş gibi, kapak yapmalar, toplum önünde
isim yapan insanların özel hayatlarına ilişkin yerden yere vurmalar, fiziki özellikleri
veyahut geçmişte kalan yaşamlarına ilişkin bire bin katıp demorilize etmeler,
ayıp açmada kusur görmede yarışlar. Bakın sadece Ülkemiz değil, çoğu dünya
ülkesi böyle ama maalesef en fazla bizim ülkemizin insanı çamurun içinde. Hangi
su hangi yağmur temizler bizi. Neden şimdi bu satırlar derseniz, Başak eleştiridir
ama Başağın eleştirisi haklı ve yapıcı eleştiridir, böyle mahlûkatça değildir. Hızla
kirlenirken, hızla düşerken insanlık dibe, motoru sosyal medya oldu, Yükseliş
trendi zannederken teknolojik gelişmeleri, maalesef ve maalesef aşağıların en aşağısında,
dibin de dibindeyiz artık. Sosyal medya sayesinde her insan kendi karnesini
kendisi doldurmakta, Diğer yandan insan katletmek, zararsız bir sineği
öldürmekten daha kolay hale geldi. Koruyun kendinizi? Zira ortalık sadece
cinsel değil, ruh tecavüzcüleriyle dolu…
Sevgimle
kalın e’mi
Elif Hece Öztürk
29
Ağustos 2019- Ankara- Tadilat var, Murat Ustanın yanından bildirdim…
Bambaşka Biri: )
(7) YORUMLAR ( Yorum Ekle )
Gönderen: okuyucunuzkader - ilahı adalete bir ara inancımı kaybetmiştim.çünkü hak etmediğim bir noktaya gelmiştim.öyleki herkes herkes benden utanır olmuştu.yalnış anlaşılma vardı; ama evet ispatı zordu.bazı şeylerin ispatı güctür.hatta bazen imkansızlaşır.gerçi imkansız yoktur bu hayatta.Allah var keder yok yani..neyse diyeceğim şu; ilahi adalete inanmaya başladım yeniden; ve artık yıldızları seviyorum; yani haritamdaki yıldızları; olumlu olumsuz tüm etkileri..çünkü anladım ki beni götürdüğü nokta utanç değil; şerefmiş..
10 Eylül 2019, Salı, 19:00
Gönderen: özlem:)
başaklanma zamanı olsun;) - elif ablacımmm sen böyle çok güzel yazılar yazınca yorumlar bile edebi nitelikte oluyor valla insanın yazışını bile değiştiriyorsun:)igden yazmadım ordan yasak bir ay :)valla bir sene oldu özel yazışmayalı ömrüm çürüdü;))bir gün telefonum çalarda ararsın diye bekliyorum yani tarkan arasa bu kadar heyecanlanmam düşün.. ama araman için çok dua mı etmiyorum acaba ben asıl bunu bi düşüneyim..seviyorum anlasana ;) rabbim ebeden razı olsun..:)
8 Eylül 2019, Pazar, 14:02
Gönderen: Dilek
Şaibeli hayat - En büyük sosyal sorununuzu altına imzanın atmissiniz. Acımasızca yargılamak;kendi kusursuzmuscasina...
30 Ağustos 2019, Cuma, 20:00
Gönderen: çiler ceylan
kendini yenile.. - Balık başak aksı evirdi çevirdi şu dünyada beni şükür kendime şifalandırıp şimdide başkalarına şifa vermeye niyet etmişdim bu yeni ayda,içerigini bilmeden anlamını bilmeden bu yeni ayın...Yazın, kapanmış yaralarımın üstüne gül yağı gibi geldi.Sen hep bizle ol oldumu Elifim.
30 Ağustos 2019, Cuma, 07:37
Gönderen: "Sarı Çiğdem"
Başak Yeni Ay - Her şeyin en başına dönsek, ilk güne, ilk ân'a, bu yolu yine yürürdüm, illaki yürürdüm..Değerini bilmek gerek aşk'in, aşk bir şarki yaratmak, kolay mı bir şarkıyı yaratmak...Bir ömür gerek bir şarkısı olması için kısinin...Ne zenginim düşün, hem şarkım var hem dikili bir incir ağacım...
30 Ağustos 2019, Cuma, 03:17
Gönderen: Meral Çalışkan
Yeni ay - Ahh ne güzelsin,açıga çıkan bu ilmin önünde saygıyla eğiliyorum..
Allah ilmini arttırsın,gönlü güzel,kendi güzelim
29 Ağustos 2019, Perşembe, 23:10
Gönderen: Nalân
Dedim ben sende buldum gevheri. - Gül kokulu odalardan gül kokuları gönderenim.Kalbe şifa verenim.Emeğine ellerine yüreğine sağlık.Özüde sözleride kendide yüreğide ilmide yetenegide edebide güzelim.
29 Ağustos 2019, Perşembe, 21:32