2 Ocak 2018 Yengeç Burcunda Dolunay; Anne Ben Geldim
-
Anne,- Annem,- Annee,- Annemm,- Anneeee,- Annemmm..
Muhtemelen sonsuza kadar sürer bu. Başka kim olsa sıkılır, annem sıkılmaz. Eğer
annem de bir kadın olmasaydı, bütün kadınlardan nefret edebilirdim. Bir çocuğum
yok. O yüzden tahmin etsem bile emin olamam tam olarak ne hissettiğinden. Başka
türlü bir şey olmalı.. Hayatım boyunca en çok seni kırdım anne, sen hep
affettin. En çok seni üzdüm ben, mesele yapmadın.
- Anne
- An..
Anne sus. Dinle anne. Anne en çok sana yükselttim ben sesimi. Anne su getir,
yumurta anne, neden cıvık? ; bu çorap olmaz anne, olmamış anne bu gömleğin
yakası..
Anne, itiraz etsene. Bağırsana anne bana. Tek silahını, terliğini (hani başının
üstüne kaldırıp gösterirsin ya zaman zaman) kullansana anne..
Anne bunları hiçbir zaman okumayacaksın. Olsun, hissedersin sen. Anne.. İyi
değilim ben. Daha doğmadan çıkarmaya başladığım zorluk artarak devam etmekte.
Affet anne..
Anne.. Ben iyi değilim. Neyi tuttuysam elimde kaldı. Atladığım her öğün için
üzülen sen, ruhumdan akan kanı görsen, nasıl dayanırsın bilmem..
Anne.. Tanıdığım tek büyücü sensin. Elinden her şey gelir senin. 'Tekrar
doğursan beni'. Beni tekrar çocuk yapsan. Çok üzdüler beni anne, kızsana
hepsine..
Büyümüşüm ben, öyle söylüyor herkes. Öyle mi gerçekten? Dizlerin.. Başımı
yaslama mesafesinin uzağında mı gerçekten?
Anne.. Beni bırakma. Çok uzaklara gittim evet, ama bak döndüm. Burdayım annem.
Soru da sormazsın ki sen. Anne.. Ölme sakın..
Umutsuz bile değilim artık annem. Bildiğim tek şey, her tarafım acıyor.
Hatırlar mısın anne? Küçük bir çocukken ben, hikayeler anlatırdın. Hepsinin
sonu iyi biterdi. (Ne olacak anne benim sonum)
Annem.. Beni bağışla. Benim sonum kötü olacak annem..
Anne.. Her hatamı görmezden geldin. Ama doğru her zaman tek. Kolpadan evlat
oldum ben sana..
Ağlama olur mu annem? Anne.. Annem... -Ali'm LİDAR
2 Ocak 2018 Tarihinde, TSİ.05.23’de Oğlak/Yengeç Aksında, Yengeç Burcu 11°’de bir dolunay cereyan edecektir. Kendimizi nasıl koruduğumuz, Çocukluk Koşullarımızın her anlamda şimdiki bize olan +/- katkıları, hafızamızda en fazla yer tutmuş +/- anılarımız, yaşanmışlıklarımız, kabuklarımız, duvarlarımız, zaaflarımız, ait olma güdülerimiz, olumsuz olaylarla nasıl baş ettiğimiz, şimdiki an ile gelecek an, gençlikten yaşlılığa giderken, her şeyin toz pembe olmadığı bir dünyada, geleceğe ait endişelerimiz, güvenliğimiz, kendimizi nasıl, neyle beslediğimiz, kimleri nasıl nelerle beslediğimiz, kaçışlarımız ve hangi durumlarda ortaya çıktığı, kaçamadıklarımız, bağımlılık oluşturduğumuz durumlar, nereye sığındığımız, neyi özlediğimiz, duygusal dalgalanmalarda, kendimizi çaresiz hissettiğimiz anlarda, kime, nereye sığındığımız. Ne ile iyileştiğimiz, nelerle çığırından çıktığımız, bizi koruyanlar, bizim koruduklarımız, sevgi bağı ile birbirimize bağlandıklarımız ve buna benzer sorular düşünce sistemimizde alarm düğmesine basacaktır. Bu yeni bilinç davranışlarımıza, davranışlarımız kaderimize yansıyacaktır.
Bizler duygu ve davranışlarımızı, kimseden yardım almadan, aynayı kendimize tutup, tarafsız bir görüş ile değerlendirdiğimizde, ama samimice, bize bahş edilen ömrü, daha huzurlu yaşayacağızdır. Yukarıdaki temalarda aldığımız etkilere, nasıl tepkiler veriyoruz, bu tepkilerin altında yatan kaynağa ulaştığımızda, dünyaya ve ötelere ait pek çok sorunu çözmüş olacağız.
Ay Rahiym, Güneş Rahman, ne vakit bir dolunay cereyan etse, içinde olduğu burca haiz konularda, Hakk Teâlâ’nın bu iki isimin yansıması olan fiilleri daha bir somutlaşıyor. Yengeç/Oğlak aksında ise, bir yanda ana rahmine geri dönüş isteği, yeniden doğma arzusu, karanlık yönlerimizin daha bir açığa çıktığı vakitler oluyor. Doğmak için sancılarımız ya da ölmek için öldürmek için planlarımız, çabalarımız. Güneş Rahman Baba sembolü, aydınlığın, o olmadan olamazsın, babanın sırrısın, Ay Rahiym Anne, karanlığın, nurun içindeki süveydan, esirgeyen, bağışlayan, o olmadan, yükü taşımadan doğamazsın.
Çocukken canımız acısa, başımız sıkışsa “anne!” diye haykırırdık, kocaman bireyler olduk, herkesi bilemem elbet, ne vakit o çocuk kalbimize ki hala çocuk, hüzün çöreklense ne vakit kırılsak ne vakit kabuğumuz sert darbeler alsa, ne vakit zorda darda kalsak, gayri ihtiyari yine herkesi bilemem “Anne!” diye haykırırız. Annesinden ayrı kalsa da bazı çocuklar, annesini erken yitirse de bazı çocuklar.. Anne bir sembol, anne Rahmin sembolü, korunaklı, güvenlikli, beslendiğimiz, büyümemiz için bizim yerimize bizi düşünen, rahmindeki yükü, yük olarak görmeyip bizi o karanlıkta sevgiyle, şefkatle barındıran. Özlemimiz, kurtarıcımız, kahramanımız, hani o varsa kendimizi güçlü hissettiğimiz, hani bazen bazı durumlarda, elinden bir şey gelmeyeceğini bilmemize rağmen, hani varlığı dahi bize güç veren, annedir, zaman zaman kırsa da dökse de eleştirilerinin dozu kaçsa da hatta ve hatta zalim de olsa, yine anne, anne dediğimiz kutsal kadın. Yaşamdaki her şeyi terk edebilirsin, ömür boyu görmek istemeyebilir ve hatta asla görmezsin, çok çok uzaklara gidebilirsin, ama istediğin kadar terk et, istediğin kadar uzaklara git, mutlaka ve mutlaka annene geri dönersin. Aradığın şefkattir, merhamettir, bağışlanmaktır, bağışlamaktır, sığınmaktır, korunmaktır, emniyette hissetmektir..
“Anne
ben geldim, yoruldum artık
Her
yol ağzında kendime rastlamaktan
Anne
ben geldim, ağdaki balık
Bardaktaki
su kadar umarsızım
Dizlerin
duruyor mu başımı koyacak?
Anne
ben geldim, oğlun/kızın hayırsızın..” *
Yengeç
Ay, şefkatli anne, tüm kusurlarımıza, mahcup etmemize, asiliğimize,
hatalarımıza, günahlarımıza, hayallerini yıkmamıza, istediği gibi bir evlat
olmayışımıza rağmen, evet beklentisizlik, yürekten geldiği gibi, ince hesapları
olmadan sizi seven, her şeye rağmen sizi seven, çok uçlarda sizi kırıp dökse de
bazen, dilde olan, özünde ciğerim diye yanan anne…
Oğlak
Güneş, disiplinli, kuralları olan, sert, soğuk, cezalandıran, otoriter, senin
prestij sahibi olman için çalışan, senin ne istediğin değil, toplumun senden ne
beklediği bilincini aşılayan, hatada cezalandıran, şımarma diye övgüsünü
içinden yapan, duygularını gizleyen, her zaman güçlü görünmeye çalışan Baba.
(Benim
Babişkom Balık içimde hiç otorite korkusu olmadı, belki bundandır,
cezalandırmayı gerektirecek bir şey yapmadım ki ceza korkum olsun, o eril
enerjisinde, benim için, ihtiyaç duyduğum, hayata beni böyle hazırlayan, şefkat
ve sevgi dilini, içindeki rahiym-anne yönüyle bana bol bol verdi. Anne Akrep,
hayatım boyunca en çok ihtiyaç duyduğum ve en çok önem verdiğim haslet merhamet
oldu. Burada noktayı koyayım: ) Daha fazla açılmayalım.
İnsanın
sırrı “errahmanirrahiym” içinde. İnsan en çok rızıksız kalacağından korkar, ki
sen doğuncaya dek o karanlıkta, annenin rahmini sebep kılıp rızıklandıran, onca
insanlık günahımıza, kırıp döktüğümüz, iftira ettiğimiz, günah keçisi ilan
ettiğimiz, hakkını yediğimiz, hukukunu çiğnediğimiz, tecavüz ettiğimiz, şiddet
uyguladığımız, kan döktüğümüz onca işe rağmen rahman sıfatıyla bizi hala rızıklandıran
var. Oğlak ve Yengeç aksı, dünyevi rızık, garanti, itibar, ait hissetme,
güvenlik aksı. Bu korkuları çok yoğun yaşayacağımız 2.5 sene var önümüzde, bu
Dolunay ile çözmeye başlarsak, Satürn Oğlak seyri bittiğinde kafamız da
gönlümüzde rahat edecek.
Şimdi; Rahman
ve Rahiym’e odaklan, tefekkür et manayı, hayatına tatbik et, yaptığın her işte,
baktığın her yerde gör. Kendine eziyet olmayı bırak artık ah canım benim, sol
yanım benim.. (Koray’a selam çakalım Avcı olanına tabii ki:)
Evet buraya
kadar güzel, onore edilmiş bir anne-baba (içsel anne-baba, sembolik anne-baba)
açılımı. Duygularımıza bir ebeveyn rolü verirsek, hangi duygulara muhtacız,
hangi duygular canımızı yakıyor, hangi korkular bize engel, neyi yaparsak
cezalandırılırız, kendimizi en çok nerede, hangi iş-olay-oluş ile ispatlama
derdimiz var, ne yönde hırslara sahibiz.
(Benimki ilim, neden ilim, neden bunca beynimi doldurmuşum,
niçin bunca emek, bunca feragat hayattan, niçin çekilmiş yıllarca o çile, niye
bu kadar ilim konusunda hırs yapmışım, neden, niye? Okumak demişim yıllarca,
Bilmek, Anlamak, Aşk demişim sebep? Kendimi korumaya çalışmışım, o güvenli ana
rahminden hiç çıkmak istememişim, ben de varım, ben de dünyadayım diye, anne
karnına atılan minik tekmeler gibi, yazmışım yazmışım yazmışım… tepiklemişim.. Hem
doğmak istemişim hem de hep orada kalmak. Bu duygular, bu etki ve tepkiler Anne
tarafım. Anne rahminde 120.gün itibariyle çalışmaya başlayan hafıza, annenin
duygu ve davranışlarını sünger gibi emmeye başlar, çocukluğumuz, çocukluğum,
çocukken ilk hafızama yerleşen dünyaya ait kavramların bilincimde oluşturduklarının
yansıması bu şekilde tezahür etmiş ki her şeyi daha net hatırlıyorum artık ve
anlıyorum.
Ana
rahminden çıkarsam, korunaksız kalırım, savaşamam itiyle uğursuzuyla, yapımı
biliyorum, karakterimi de ben, ben olmuş o benin ta en içini biliyorum, kızarım
pireye yakarım yorganı, olan yine bana olur, böyle huzurlu sakin devam demişim,
benim bir sahibim var Allah o beni korur korumasına da, ya kendi elimle kendime
kalır da, kendi belamı kendim çekersem üzerime… işte korkularımız, bizi geride
tutan. Bazen çok yerinde, bazen de hayatı ıskalatan..
İşte bu
yüzden yıldız ilminde bu tüm yazdıklarımızı çözüp atacak olan yaşam sahnesi,
12.Ev. gizli düşmanlıklar, kendimize yaptığımız düşmanlıklar, bizzat kendimizin
düşmanı olduğumuz kendimize zarar verdiğimiz, etki ettiğimiz, negatif tesirler,
bilinçsiz olduğumuz, farkında olmadan verdiğimiz tepkiler, Balığın evi,
psikologların evi, ruhsal şifacıların evi, kendi yarasını didikleyip, o yarayı
iyileştirecek ilacı kendi yarasından keşfedenlerin evi, Ay’ın olduğu yaşam
sahnesi, açıları, Yengeç’in kurulduğu yaşam sahnesi birleştir bunları ve al
işte, davranışlarının, duygularının, korkularının, neye aç olduğun, ne ile bu
dünyayı beslediğin nedenleri ve üstelik içinde
kendi devası ile… Ay. 9.ev, Yengeç 9.ev, 11.ve 12.ev Terazi Stelyumu (AY; Mars-Pluto-Satürn
90) yaşamımdan sağlaması, belgeli. Varoluşum ve yok oluşum, korkularım,
etkilendiklerim, tepkilerim, dünyayı nasıl beslediğim, neye açlık hissettiğim,
kendime olan düşmanlığım, aldığım negatif tesirler, kendimi nasıl koruduğum,
kendimi nerede güvende hissettiğim ve savaşım.
Gökyüzündeki
tablo bu anlatımların özetidir. Oğlak Burcunda Güneş, Pluto, Zühre/Venüs kümelenmiş,
Yengeçteki Ay ile savaş halinde, bu savaşta Ay’a yardım eden, Akrep-Merih/Mars,
Müşteri/Jüpiter ve Balık-Neptün arasında Büyük Su Üçgeni oluşmuş, Oğlak Pluto,
bizi geçmişe doğru çekiyor, yaşadıklarımızdan geriye kalanları didikliyor, sinsi
sinsi ruhumuza nüfuz ediyor geçmişin kırılganlığı, korkuları, hüzünleri,
ayağına takılı prangaları yüzleştikçe görmeye başlıyorsun, şimdiki senin
davranışlarının kaynağını daha iyi idrak etmeye başladın, Akrep/Merih geçmişe
dönen Ay’ı motive ediyor, hafızanda yer etmiş olumsuz izleri resetleyebilirsin,
yeni bir Sen olabilirsin. Cerrahların piri Akrep- Müşteri/Jüpiter dokunuşuyla,
daralan kalp damarına anjiyo yapıyor, kendine şefkat ile, anne/baba sembolünü dönüştürebilirsin
diyor.
Kendini
korunaksız, güvensiz mi hissediyorsun, gelecek kaygıların tavan mı yaptı,
rızıksız olduğunu, ihtiyaçlarını yeterince karşılayamadığını, kendini çaresiz,
desteksiz, yapayalnız mı hissediyorsun, içinde hep bir suçluluk hissi, hep bir
tıkanıklık, şunu şöyle yaparsam ya böyle olursa, ya şu engel çıkarsa, ya
başarısız olursam, ya kaybedersem, ya utanırsam, ya cezalandırılırsam mi diye düşünüyorsun, bu yüzden mi, sabitlendin
olduğun yere, bu yüzden mi korkularınla sana bahşedilen potansiyelleri es
geçiyorsun. Bir kere yaptın olmadı, çok denedin hatta olmadı, eksik bir şey
vardı tüm girişimlerinde, içindeki kendine taktığın prangaları ancak sen
çıkarırsın, içindeki prangaları çıkarmadan daha, ben oldum dedin, olmadın sen,
adım atmaya başladın on adım gittin ve hep geri döndün pranga zincirinin
çektiği yere… Geçmişimizi otorite kabul etmeyi, korkularımızın bize yaptığı
baskıyı, girişimlerimizden bizi alıkoyan, toplumsal baskıyı, kendimiz olma
yolunda bizi alıkoyan her şeyi artık bırakıyoruz. İnsan yaşadıklarını tarih
olarak hafızaya alır, 2018 senesi içinde hafızamıza alacaklarımız,
unutulmayacak olan anılarımız, yapacağımız girişimler, aldığımız yeni kararlar
ve uyguladıklarımız, kendi yolumuz üzerinde eksiğiyle fazlasıyla “Benim
ayakkabım, Benim ayaklarım” diyeceğimiz miladınız olsun. İçimizdeki karanlığı dönüştürebiliriz
elbette, anaerkil-ataerkil bilincimizi dengeleyebiliriz elbet. Kaygı ve
korkularımızın o çirkin elbisesini, üzerimizden çıkarabiliriz.
“Bugün dağların
dumanı aralandı Hoş Geldin, kendine geldin, kendine kocaman bir selam de”
(hatlar
karıştı, beynim kısa devre yaptı; selam, hoş geldim:)
Velhasıl-ı kelâm: Sözün Özü,
nerede, ne halde olursak olalım, hangi suçu işlemiş, hangi hatayı yapmış
olursak olalım, yürüdüğümüz yol ne kadar çetin, zorlu olursa olsun, dışardan
gelen sınavlar, bilmediğimiz yerden gelen sorular, beynimizi ne kadar allak
bullak ederse etsin, her zaman her durumda, bizi koruyan, esirgeyen, bağışlayan
biri var. Kendisini bizlerde sırlayan, yine bir kulunu sebep eyleyip imdadımıza
yetişen, onu yetiştiren bazen kaderimizi gökyüzündeki burçları, yıldızları ile
nikahlayan, sırlayan, yolumuzu doğrultan, lütfunu ve aklı başa getirici imtihanlarımızı
yollayan biri var. Akrep Mars-Jüpiter- Ay Yengeç ve Balık Neptün işte, her
vakit şefkatle yaklaşan biri var. Şu konum, şu tablo bunun açılımıdır. İçimizde
ne kadar büyürse büyüsün karanlık, (negatif duygular, korkular, kaygılar,
yalnızlık, suçluluk hissi, öfke, kin, intikam, rızık endişesi, yok olma hissi
vb.) görmediğin bir elin, duymadığın bir sesin yardımı inayeti her anda seninle
olan biri var. Hayatın Oğlak yanını abartmadan, aşırı karamsar, ciddi, katı,
hoşgörüsüz, sert, kuru olmadan, toplumsal baskı ve dayatmaları o denli, hayat
-memat meselesi haline getirmeden, bir çocuğun oyun oynarken, dünyayı unuttuğu
o sevinci içinde, yaşayıp gidelim hayatı. Dünyanın dişil enerjiye ihtiyacı var,
insanın anne olgusuyla sembolize edilen Rahiym sıfatına ihtiyacı var.
Karanlık
var, hep olacak da o karanlığın içinden doğmak var. Karanlığınla yüzleşmeden
çıkarsan dışarı, güneş istediği kadar aydınlık olsun, ışık saçsın, ışığı
yansısın, senin için yine her yer karanlıktır. Anlatabildim umarım. Yarım
yaşıyoruz, düşük, ölü bebekler doğuruyoruz, Yaşadığımız hiçbir duygunun hakkını
veremiyoruz, Sağ sola oraya buraya gidiyoruz, bir şeyler yapıyoruz, öz ayrı
telde, söz ayrı telde, karanlığımız hala içimizde, aydınlandık martavallarına
devam ediyoruz. Öğrendiklerimizi özümsemiyor, dilimizde masallar, hayatımıza
tatbik etmede zorlanıyoruz. E nasıl olacak bu işler. Kendimizi düzeltmeden,
doğrultmadan, diğerlerinin hayatında polis oluyoruz. Ne çok yoruluyoruz öyle ne
çok, Ay Yengeç şuuruyla, yeni bir yılın ilk gününde, bu sene ve devamı olan
yıllarda, büyük insanlık suçları ve insanın kendi şeytanıyla ürettiği ezici,
hor görücü, kibirli davranışlar hariç, kalan her şeyi, hoş görelim, bağrımıza
basalım, yargılamayı bırakalım, hata aramayı bırakalım, şefkatle, merhametle,
iletişimin en güzel hali, sevgi diliyle birbirimizi esirgeyelim, koruyalım…
Bana
bakmayın siz, ne gelirse o anda kalbime yazarım, bir şeyler anlamak ve almak
istemişsen bu yazıdan, Rahman ve Rahiym nedir, neleri kapsar, tezahürleri nerede
seyredilir, her şey zıttıyla kaim, zıttı nedir, hayatımızda nasıl cereyan eder,
biz şifasını nasıl elde edebiliriz. Bunun üzerine düşün, yengeç ve oğlak bilincini
daha net anlayacaksındır. Var oluşunun, bu varlık içindeki yerinin, dünya
hayatında senin için biçilmiş olan rolünün, her anlamdaki rızkının, nelerden
etkilendiğinin, nasıl tepkiler verdiğinin, nasıl sonuçlar doğurduğunun daha bir
idrakine varacak, şifayı zehrin olduğu yerde bulacaksındır. Şu dünya hayatına
gelince sarhoş olan hepimiz, önce kendimizi ayıltmalıyız ki, uyanmış, ayılmış bilincimiz-kalbimiz
şifa dağıtsın.
(Adım polis
telsizinde (Akrep Mars), gel yine başım belada, beni bul karakollarda (Pluto-Oğlak),
gel leyn faili meçhulüm (Balık -Neptün), yanımda sen olmayınca (Ay Yengeç) :)
Ay ben
ciddi olamayacağım anlaşılan, bunun da nedenini çözmek icap eder: ) kendi
söküğümü kendim dikerim relaks: )
Sevgimle kalın e’mi
Elif Hece Öztürk
2 Ocak 2018 – Mabedim Yuvamdan Bildirdim
*Ahmet Erhan-Anne Ben Geldim
(8) YORUMLAR ( Yorum Ekle )
Gönderen: Nagihan TuranYengeç oğlak aksı - Mars, Venüs, Ay yengeçte; Satürn Neptün Uranüs Oğlak'ta olunca haritamda, galiba bu alanlar hayatımda çok yer kaplıyor.
Benim rahmetli annem de akrep burcuydu, fedakar, cefakar bir anne oldu her zaman. Allah korkusunu, kul hakkı yememek gerektiğini ondan öğrendim. Benim anne olduğumu göremedi ama ben hala onun desteği ve dualarıyla bize destek olduğuna inanıyorum.
14 Ocak 2018, Pazar, 21:29
Gönderen: Ay balýðý
.. - Bugün bırine karşı olan öfkemin içinde ki kıskançlıkla yüzleştim ve sanırım iyileştim sonrada bu yaźıyı okudum tam da kalbimden geçenler gibi iyi ki varsın elif hece
5 Ocak 2018, Cuma, 22:11
Gönderen: Edemir
Yengeçler ve akrepler - Tersi de zor...yengeç anne akrep kız o da çok zor...
(Bu kadar yetsin evet)
3 Ocak 2018, Çarşamba, 18:01
Gönderen: Özlem Kulýç
Giden Annem e - Kalbimin kıymetlisi gözyaşları içinde okudum yazını. Tam güneşimle ve GAD kavuşan bir dolunay yani benim yeniayım. Canım Elif’im annem geçen yıl aramızdan ayrıldı. Herşeyimde belirsizlikler içindeyken yazdıkların bana ışık oldu,yol açtı,huzur verdi. Evet yönelimimiz hep Rahman ve Rahiym olanadır. Rabbim ellerine ve kalemine güç versin. Sen de Elif’in kadınlarına he güç ol. Çok teşekkürler..
3 Ocak 2018, Çarşamba, 12:57
Gönderen: Emel Berber
Teşekkür ederim - Her yorumun her yazın beni öyle derinden etkilemektedir. Gıpta etmekten alamıyorum kendimi. Bu nasıl güzel bir yürek ve bu nasıl kalem. Teşekkür ederim 😊
3 Ocak 2018, Çarşamba, 02:17
Gönderen: selin
yaşamaya bu günlerde zaten başladığım - senle haberim olan duyguları ben bile kendime anlatamazken, burda okumak beni tüm zerrelerimle ağlattı başından sonuna.. idrak anı ne tatlıymış.. senin dilin ne tatlıymış.. ALLAH (C.C) senden, konuşturanlardan, razı olsun..
3 Ocak 2018, Çarşamba, 00:20
Gönderen: Nalan
Merhametle şefkatle sevgiyle birbirimizi koruyalım. - nerede, ne halde olursak olalım, hangi suçu işlemiş, hangi hatayı yapmış olursak olalım, yürüdüğümüz yol ne kadar çetin, zorlu olursa olsun, dışardan gelen sınavlar, bilmediğimiz yerden gelen sorular, beynimizi ne kadar allak bullak ederse etsin, her zaman her durumda, bizi koruyan, esirgeyen, bağışlayan biri var. Kendisini bizlerde sırlayan, yine bir kulunu sebep eyleyip imdadımıza yetişen, onu yetiştiren bazen kaderimizi gökyüzündeki burçları, yıldızları ile nikahlayan, sırlayan, yolumuzu doğrultan, lütfunu ve aklı başa getirici imtihanlarımızı yollayan biri var.Ellerine emeğine yüreğine sağlık gurban.Sevgilerimle❤️
2 Ocak 2018, Salı, 20:30
Gönderen: zaa
Anneeee - "Annem annem
Sen üzülme
Sözlerin hep yüreğimde..."
2 Ocak 2018, Salı, 19:04