20 Eylül 2017 Başak Yeni Ay Etkileri; Güneş Topla Benim İçin
Önce dibe vurmak
lazım.. Sonra her şeyi yeniden yavaş yavaş inşa edersiniz. Ama dibe vurmadan
olmaz. Çekebileceğiniz acıların sınırına gelip artık hiçbir şeyin canınızı
yakmadığını fark edene kadar böyle gider bu. Eğlenmek, etrafa soytarılık
etmekten başka bir şey değil çoğu kez, bunu da çok iyi bilin. Hayıflanın ya da
hayıflanmayın; anlatın ya da anlatmayın, içince ya da içmeden. Biliyorsunuz
değil mi bunların hepsi detay? - Ali’m Lidar
20 Eylül 2017 Tarihinde, TSİ. 8.29’da Başak Burcu 27 °’de
Güneş ve Ay kavuşum yapacak, Başak burcunda seyreden Zühre, Merih, Utarit de bu
kavuşuma eşlik edecek, gökyüzünde emirlere boyun eğmiş, insan şuurunda etkin
olan diğer gezegen/yıldızlarla da Başak bilinci önemli görünümler yapacak. 2018
de birden fazla göksel tesirin burç değiştirmesi öncesi, bu Yeni Ay oldukça
önemli. Buğday ile samanın ayrıştırılması, gerekli-gereksizin fark edilmesi,
sıkıntı hallerini veren durumların çözülmeye başlaması, hangi odundur
kırılacak, hangi sudur taşınacak göreceğimiz bir yeni ay olacaktır. Yeni Ay
yöneticisi Utarit/Merkür kendi burcunda Başak’ta, tam anlamıyla harekete
geçmemiz adına dürtecektir düşüncelerimizi. Balık Neptün ile arasındaki ayna
açısı yani zıtlığın şifası adını verdiğim görünüm, korkulara ayna tutacaktır,
uyuşukluğumuzun nedenlerini, düşüncelerimizi somuta dökmede var olan tıkanıklığımızı,
hayal kırıklığı yaşadığımız konularda çözülmeyi, neyi ne kadar istediğimizi,
neyin artık o kadar önemli olmadığını göreceğimiz bir Yeni Ay olacaktır. Başak
hasat demektir, gelecek için önemli olacak tohumlar bu hasat vaktinde kendini
iyice belli edecektir. Gerisi detay, gerisi kolay, sana kalmış. O tohumu hiç
etmek de var, eziş, bücüş kimsenin önemsemediği, bundan bir halt olmaz dediği
tohumun içindeki cevheri görüp, olursa bu tohumdan olur deyip almak da var.
Başkasının gözüyle değil, kendi gözünle, kendi ihtiyacını karşılayacak tohumdur
önemli olan.
Her doğan kendince bir mizaca sahip, her doğmuş mizacına
uygun fiilleri işlemekte, her doğmuşun kendince bir görevi var, en basit bir
oluşun, en önemsiz gördüğün bir işin, öylesine attığın bir adımın dahi
hayatında ve ait olduğun toplumun ortak kaderinde çok büyük bir önemi var. Olacak
olan için, amma hayr, amma şer ya lütfu ya imtihanı, sonuç için bir önemi var
Bazen bizim başlattığımız, başlatmayı düşündüğümüz yenilikler, bazen dışımızda
gelişen olayların değişim adına bizi içine çektiği yeni bir anda ortaya çıkan
gelişmeler, Yeni Ay evresinde daha bir somutlaşır. Hangi burç fazında ise Yeni
Ay, o burcun yüklendiği iş-oluş-görevlerin insan şuuruna işlenmesiyle hareket
içinde buluruz kendimizi. Bazen havada asılı kalır, bazen sonuçlandırırız,
bazen engeller çıkar bekleriz, bazen aşar, yıkar geçer, bazen vazgeçeriz. Ama
bir şekilde o burcun temsili olduğu konularda yenilenme dürtüsünü hepimiz
yaşarız. Bu Ay, bu Güneş sadece senin, benim ay hallerimiz adına, halden hale
geçişimizde, sadece senin benim emrimde, Gök kubbede değil ya, ki süs diye,
gece-gündüz farkı adına hiç değil. Her yeni ay, yenilenme adına insana bir
lütuf, iyice süzdükten sonra, karını zararını hesapladıktan sonra, kendine ve
topluma zararın olmayacağından emin olduktan sonra, şuurunda ya da dışardan
gelişen olayların kapına dayanmasıyla adım atacak olan, seçecek olan sensin
yine. Takdiri de bu süreç içinde senin gayretin, senin edebin belirler. Hangi
gayretin eli boş dönmüş ki bu kapıdan, hangi sabır eriştirmemiş ki seni zafere.
Edebinle kaldığın hangi yerden, hangi kapıdan kovuldun ki, ya böyle iste bu
işler.
Başak ve sahibi olduğu 6..yaşam alanı, yaşamımıza dahil olmuş
her şeyi içine alır, günlük koşturmacalar, hayatı daha pratik düzenlemeye
yönelik çalışmalar, kişisel gelişime yönelik yaptığımız çalışma ve yönlenmeler,
bilgi, kültür ve becerilerimiz, yeteneklerimiz, sağlığımız ve sağlığımız
üzerinde olumlu-olumsuz etki bırakan olayların kaynağı, ne moralimizi bozar, ne
yükseltir bunların mahiyeti, kendimize ve diğerlerine nasıl hizmet ettiğimiz,
endişe, evham, kendi değerimizi küçültme, küçük görme tuzakları,
çekingenliğimiz, kendimizi tutuklu hissettiğimiz konuların altında yatan
nedenler, ne gibi olaylar neticesi öz güven eksikliği yaşadık bunların
çözümlemesi, bizi yüreklendiren neler, nelerdir bizi hayat ipine sımsıkı bağlı
tutacak içsel güç veyahut dışarıdan gördüğümüz ne tür bir destek ile kalkarız
ayağa vs. bunların mahiyeti, davranış
kalıplarımız, prensiplerimiz, karakterimizin görünen yüzünün en dolu olduğu
resim, alışkanlıklarımız, yeteneklerimizin somutlaşması, aldığımız kararların
görünür olması, harekete geçiş vs. daha hayata dahil olmuş, insanın ayağa
kalkması adına gereken her türden iş-oluş, düşünce Başak alanının hükmündedir.
Başak Burcunda stellium adını verdiğimiz gezegen yığılması
mevcut, Güneş, Ay, Venüs, Mars, Merkür Başak burcunda Yeni Ay’a eşlik ediyor.
Ayağa kalkmak için, bir umuda sarılmak için, kendi öz benliğin için,
yeteneklerin için, havada asılı kalmış düşünce ve fikirlerin için, geleceğin
için, kendin iyi olursan diğerleri için de iyilikler yapabilir, hizmet
verebilirsin, bunun için, kaderine sahip çıkman için, kaderini kovalaman için,
bu yığılma ve yeni ay etkisi her bireyin şuuruna, düşünce fabrikasına etki
vermeye başladı. Bu bir çağrı, bu bir mesaj, daha evvelde aynı tesiri aldın,
başarısız oldu, doğrultamadın bir türlü belini, girişimlerin oldu, havada
kaldı, öylesine salladılar, başlarından savdılar seni, şimdi müsaade
etmeyeceksin, bu kadar güçlü bir başak enerjisi var ise yer yüzünde, onu bunu
şunu dinlemenin, ondan bundan şundan çekinmenin, özgüveni, öz benliği
ezdirmenin artık lüzumu yok. Başak tuzaklarından geçeceksin, endişe evhamı
bırakacaksın, karamsarlığı, ümitsizliğin şeytanından gelen fısıltıları
duymayacaksın, gayretini vereceksin. Pes etmeyeceksin. Küçük detaylarla
uğraşmanın zamanı değil artık, Sonuca kilitlen, başkası için önemsiz olabilir
senin için çok çok önemli olan kararın, isteğin, yaşamını yeniden
şekillendireceğin her ne ise, o umudu artık yetim bırakma, başını okşa,
sahiplen umuduna, birlikte büyüyün artık e mi:) ah bir bilseniz bu satırlar
kime, kimlere ama hepsi ol yerli yerince: ) Hayatımın başak erkekleri/kadınları
Elif sizi çok seviyo…
Kalk
,
Silkelen ,
Kendine gel…
Umutsuzluğa sarılma,
Umutsuzluk şeytandandır…
Ümit etmek Allah’tan…
Şems-i
Tebrizi
Ümitvar
olmak"...Allah’ın rahmetinden umut kesmeyin. Çünkü kafirler topluluğundan
başkası Allah’ın rahmetinden umut kesmez" (Yusuf Suresi, 87)
Şimdi farklı bir anlatı deneyeceğiz, ilk defa olacak bu,
Başak Yeni Ay’ının diğer gezegen ve sabit yıldızlarla yaptığı görünüm, kavuşum,
etkileşimin tüm detayını hikâye şeklinde aktarmaya çalışacağım. Hadi başlayalım.
Yukarıya eklediğim görsele iyice bak, ne görüyorsun? Bir
ağaç, yaklaş iyice, nasıl bir ağaç? Gövdesi toprağa tutunmuş, kökü damar damar
olmuş, bir hayli zamandır aynı yerde sabitlenmiş, bakımsız, çelimsiz yarısı ölü,
yarısı diri, göğe bakan dalları yeşil, yanlarından yeni dallar çıkmış, yeni
yeni filiz sürüyor. Daha da yakınlaş, bu ağaç toprak ananın kızı, kadın şeklinde
gördün mü? Ne kadar yorgun, niye? Gövdesinde, rahminde bir tohum var, tohum
çatlamış artık, içinden filiz fışkırmış, onca yorgunluğu, yükü, bir tarafı ölü
olmasına rağmen içindeki tohumu korumuş, esirgemiş, beslemiş. Nice yağmur,
fırtına, kar nice kış görmüş, nice ayaz yemiş, nice sonbahar görmüş, yaprakları
tel tel dökülmüş, Kırılmış dalları, savrulmuş pek çok parçası, kaymış altındaki
zemin zaman içinde, sımsıkı tutunmaya devam etmiş, sırtına destek olsun diye
kendinden dallar yetiştirmiş, belini doğrultsun diye medet beklememiş kimseden,
kendi belini doğrultacak kökünden çıkan dallarla belini desteklemiş, belli
değil mi bakınca görsele… tüm bunlara rağmen mevsim değişimlerine, hava
şartlarına, tohumdan ağaç oluncaya dek geçen zamanda yaşadığı onca şeye rağmen,
dimdik ayakta kalmış ve içindeki tohumdan filiz fışkırtmış. Gayret ve Sabır.
Neden kar yağıyor, üşüyor gövdem dememiş, neden toprak kayıyor sarsılıyor köküm
dememiş, neden bu fırtına, kopuyor yapraklarım, savruluyor parçalarım dememiş,
şimdi dökülen yaprağım yine çıkacak elbet demiş, şimdi kayan toprak, kökümü
dışarda çıplak bıraksa da, bu kayma beni sarssa da, elbet bir rüzgarla yeniden
dolacak, açıkta kalan yerlerim demiş, İçimdeki tohum için, içimdeki umut için, bana
bu gayreti bu sabrı verenin vardır elbet bir bildiği, niye boşa versin ki,
içimde taşıdığım can için ayakta kalacağım, düşmeyeceğim demiş. Ve bugünlere
gelmiş. Şimdi o rahminde taşıdığı tohum filiz vermişken, cana durmuşken,
kendinden yine kendine bir parça doğurmuşken, ne gam, korkutur mu artık, gelen
sonbahar, gelen kış, esen yel, kayan toprak...! Bunların hepsi sadece birer
DETAY! işte gayret ve inanmak ve sabırdır bu ağacın içinden o tohumu fışkırtan…
“…Önce savruldum
yok oldum
Sonra dinlendim
duruldum
Ve her giden
parçam yerine
Yenisini doğurdum
Daha güçlü, daha
sakin
Daha mutlu, daha
suskun
Daha olgun, daha
kırgın
Daha yalnız, daha
yorgun…” (C.E)
Evet biraz Başak, biraz Balık, ortak bilince sahip, tam da Başak Yeni Ay’ı ile uyumlu bir görsel ve çağrışımları, Koç -Uranüs’ün Yeni Ay ile kurduğu 150’lik birleşmeyen açısı, Şiron ile kurduğu 180 lik ayna açısı, Yay Satürn ile kurduğu 90’lık muhalefet açısı, Terazi Müşteri ile kurduğu 30’luk yarım sekstil açı, Balık Neptün ile Başak Utarit arası şifalı zıtlık açısı, ve şuanda gökyüzünde olan Yeni Ay enerjisinde kümelenmiş Başak bilinci ile ilişkiye giren pek çok etkinin özetidir yukarıda anlattığım hikaye.
Başak yeni Ay’ı ile birlikte, içinde bir umut taşıyan,
yıllardır yaptığı işin kölesi olan, buğday ile samanı ayrıştıran, faydalı ve
faydasızların ne olduğundan iyice emin olan, hizmet verdiği alanla, ilişkiyle,
işle, ya da daha manevi anlamda insana verdiği önem ve hizmetleriyle bu zamana
kadar gelmiş insan için, Başak’ın son derecelerinde gerçekleşen Yeni Ay, dipten
zirveye, umutsuzluktan rahmete, huzursuzluktan mutluluğu, inançsızlıktan imana,
endişeden tevekküle, tembellikten gayrete, şikayetten harekete, pes edişlerden sabır
ve sonuca giden yolda, sonuca ulaşıncaya
dek yaşanmış her şeyin artık bir DETAY olarak kalacağını, o detaylara takılmanın
zamanının dolduğunu, beklediğin bir mucize ise Hak’tan, bir rahmet nazarı ise,
düşünce hapishanesinin tek kişilik o rutubetli, ağrılı sızılı hücresinden
çıkmanın vakti geldiğini, sen istersen evet sen istersen Ey İnsan, bu dünyanın
da saadetinin anahtarına sahip olacağını gösterecektir sana. Fakat önce, kendin
için ayağa kalk, işe koyul, yola revan ol! Bu lütfun bir daha tekrarı olmayacak
belki hayatında.!
Velhasıl-ı kelâm: Sözün Özü, Burçlar
kuşağının, en çilekeş, en dayanıklısı, en gayretlisi, en prensiplisi, en
dürüstü, işini hakkıyla yapan, üzerine vazife edindiği her ne olursa olsun,
yapmadan bırakmayan, bazen farkında bile isteye, bazen farkında olmadan,
çevresinde olan her şeye hizmet eden, sağlıklı, düzenli yaşam koşulları
oluşturan, öyle göstermelik değil, öyle bir kaşık bal hiç değil, samimice hizmet
ettiği, yardım ettiği kişilerin hayatını bütünüyle düze çıkaran gücü olan Başak
bilincine ait bu yeni Ay’da, endişe, engel, mükemmeliyetçilik, takıntılar,
şüpheler, değişik yönde beynimize yerleşmesine müsaade ettiğimiz sanrılara bir
son vereceğiz sanırım. Başak Yaşam’dır, Hayat’tır, Yaşamın devamı için gereken
sağlıklı koşullardır, beslenmedir, gelişimdir, büyümektir, emektir, gayrettir,
inanmaktır, sabırdır, pes etmemektir. Ve Başak detaylarla en çok boğuşan
işarettir, bırak artık şu geçmişten bugüne taşıdığın yükleri, şöyle yaparsam ya
böyle olursa demeleri, gideceğim yapacağım ama ya engel çıkarsa demeleri, doğuştan
lanetli miyim ne demeleri, bu da mı sonuçsuz kalacak, yine mi gol olmayacak
demeleri, şu ana dek yaptığın, yaşadığın her şey hazırlıktı, detaydı, Eksiğin
vardı, işin peşini bıraktın, hakkını talep ederken bir ret edilişle geri adım
attın, şu oldu bu oldu. Ama vazgeçen hep sendin, her zorlukla beraber bir de
kolaylık vardır ayetini unutan, göğsünü inşiraha kapatan sendin. İçindeki Allah’la
küsen, kavga eden sendin, sen ondan köşe bucak kaçtın, iyyake na'büdü ve iyyake
neste'in’i unuttun, yardım edecek olan, desteğin olacak olanı es geçtin de,
sabırsızca onunla kavgaya tutuştun, ümitsizliğin batağına düştükçe düştün, sen bir
adım atmadın daha şöyle en samimisiyle de, seni var edenle pazarlığa durdun,
şöyle olursa inanırım, böyle olursa kulluk ederime getirdin işi, Yunus
peygamberin balığın karnında ettiği duayı unuttun, sadece balığın karnında o
karanlıkta kader sandığın tüm olmamışlara ve olmuşlara küfürler savurdun,
Şimdi anladıysan bu
satırlardan bir şey, elinde bir çakmak, karanlıkta ne demeye duruyorsun! Akıl
Başak, Aşk Balık, Can Başak, Canan Balık, e şimdi Aşk ile Akılı kucaklaştır, dünya
imtihan dünyası, sınav dünyası amenna, ama unutma her zorlukla beraber bir
kolaylık vardır. İmtihanını kendin çeksen de üzerine bir kolaylık vardır, kolaylıkları
gör, detaylara takılma, inan, sabret, gayret et ve yürümeye devam et. Yürüyenlerdir
menzile erişenler. Sana yasaklıyorum umutsuzluğu, sen içinde yücelt umudu,
gerisi kolay, senin bir sahibin var, o vücuda getirir de sebepleri, değişir
dünyanın o kara rengi. Ve ulaşırsan o menzile, edebinle dur. Yeniden yeniden
düşme, o çamurlu, düşe kalka yürüdüğün yollara…
Evet bir Başak Yeni
Ay anlatımızın sonuna gelmiş bulunmaktayız, bu satırları ben kendime yazdım, bu
satırları ben, dünyama dahil olanlara yazdım, bu satırları ben, yürürken sessiz
sessiz yolumda, menzile ulaştığımda unutmamak adına yazdım. Bana ve sana, hayatımda iyi ki var dediğim önce Güneş Başaklara, sonra Ay, Venüs, Mars ve
yükselen Başaklara yazdım… Bilmem hangi burç, hangi tesirlerdesiniz ne kadar
etkiler sizi ne kadarı düşüncenize ulaşır ve ne kadarını harekete geçirebilir,
dinamik kaderiniz eylersiniz, evet sizlere de yazdım…
Hadi bakalım Hayırlı Yeni Aylar.
Sevgimle kalın e’mi
Elif Hece Öztürk
19 Eylül 2017- Malaga’dan bildirdim gibi gibi
(6) YORUMLAR ( Yorum Ekle )
Gönderen: çiler ceylan yücekuzey ay dügümü 4 ev başak olarak da üzerime cok alındım.. - Her ne kadar kuzey ay dügümü başakları yazmadıysan da elifim yazın beni bitirdi..defalarca candan Erçetinin parçalandım parcasını dinleyip dinleyip okudum yazını..Geride bıraktıklarımı,yedigim kazıkları) yanlızlıklarımı,savrulmalarımı, dıplerden yukarı yükselıslerim geldi bir bir gözümün önüne...ve sonra elimdeki yeni yayınlanan MERYEM adlı kitabıma baktım..Ben bütün bu yaşadıklarımdan işte bunu dogurmuştum.....
20 Eylül 2017, Çarşamba, 15:11
Gönderen: Elif Hece ÖZTÜRK
En algısı açık idraki keskin öğrencim Esin Hanım:) - Hayırlı olsun, ömrümüzü, o acı, o darbe, bu laf, o söz, o şöyle etti bu böyle, şu bu diyerek tüketmekten ise, ilim ille de ilim. Çok iyi ve yerinde bir karar, yolunuz açık olsun e mi:) girenler ve çıkanlar her biri emanet, gidene uğurlar olsun. siz bir kaç beden sığ ruhuna, yüzeysel algısına büyük gelmişsinizdir gidenin. ayna tutmuş iseniz içindeki karanlığa korkup kaçmıştır:)
öperim ruhunuzdan
20 Eylül 2017, Çarşamba, 10:45
Gönderen: esin
eski bir başak öğrencin - Sevgili Elif bu başak yeniayından bir kaç gün önce bir ilişkiden sağlam bir kazık yedim ama bu sefer savrulmadım,çabuk kalktım ayağa..bu arada çook uzun yıllar sonra yeniden okul hayatına dönmeye karar verdim bugün İst.Ünv. Sosyoloji bölümüne kayıt yaptırdım, bu yeniayla hayırlara vesile olsun inşallah,
bu başak kadını seni çok seviyor.
Selamlar
20 Eylül 2017, Çarşamba, 08:45
Gönderen: KalbiHuzur
... - Koca koca yaraların,depderin acıların DETAY a dönüştüğü,yüreklerimize İlahi sükunetin indiği,Kalbi Selim makamına kavuşulan yeniayımız olsun inşallah.Kalemine,dimağına,hissiyatına sağlık.
19 Eylül 2017, Salı, 15:04
Gönderen: Hala kýzý zehra
Aşk olsun - Aah.....
19 Eylül 2017, Salı, 14:38
Gönderen: Nalan
Buyrunn 8.evdeki Mars Başak burda 😊 - Ve bugünlere gelmiş. Þimdi o rahminde taşıdığı tohum filiz vermişken, cana durmuşken, kendinden yine kendine bir parça doğurmuşken, ne gam, korkutur mu artık, gelen sonbahar, gelen kış, esen yel, kayan toprak...! Bunların hepsi sadece birer DETAY! işte gayret ve inanmak ve sabırdır bu ağacın içinden o tohumu fışkırtan…Bir şarkı çıkar sen susarsin o senin yerine konuşur.Bir gönlü de kendide güzel çıkar sen yine susarsin o yazar.Ellerine yuregine beynine gurban.Teeee kalbin en derininden sevgiler vedeee saygılar.❤💝❤
19 Eylül 2017, Salı, 10:54